Akne vulgaris veya halk arasında sivilce, vücudun farklı bölgelerinde görülebilen bir cilt sorunudur. Genellikle yüz bölgesinde oluşan ve bir deri hastalığı olarak tanımlanan akne, yağ bezlerinin yoğun olduğu vücut bölgelerinde daha sık karşımıza çıkar.
Akne, yağ tabakasının tıkanması, hava kirliliği, stres, metabolizmik etkiler gibi çeşitli faktörlere bağlı olarak oluşmaktadır.
Ergenlik döneminde görülen sivilceler, genellikle vücuttaki hormonal değişimler dolayısıyla ortaya çıkar. İyi temizlenmeyen ciltlerde, vücut salgıları ve yağ dokuları fazla olan kişilerde sivilce problemi daha çok görülür.
Irk ve etnik özelliklerden bağımsız olarak, 12-17 yaş grubundaki hemen hemen herkes akne problemi yaşamaktadır. Çoğu kişi, dermakozmetolojik basit tedavi yöntemleriyle akne problemini aşabilirken, daha ciddi tecrübe edenlerin uzun süreli tedavi görmesi gerekebilir.
Ergenlik dönemindeki gençlerin yaklaşık %40’ı akne tedavisi ihtiyacı duymaktadır. Genellikle, 5-10 yıl içerisinde sivilce problemi ortadan kalkar. Ancak, 20’li ve 30’lu yaşlara kadar sivilce problemi yaşayan kişiler de bulunmaktadır.
Ergenlik döneminde herhangi bir problem yaşamamış, ancak yetişkinlik döneminde akne problemi yaşayan kişi sayısı da azımsanmayacak kadar çoktur.
Akne lezyonları, çoğu zaman yüz bölgesinde oluşur. Fakat, çene, sırt, kafa derisi, bacaklar, kollar, genital bölge, sırt ve omuzda da görülebilir.
Beslenme alışkanlıkları, cildin iyi temizlenmemesi, siyah noktalar, sebum üretiminin fazla olması, mikroorganizmalar ve ilaç kullanımı ise, ileri yaşlarda görülen aknelerin nedenleri arasında olabilir.
Akne (Sivilce) Nedir?
Sivilce adıyla da bilinen akne, en sık rastlanan cilt problemlerindendir. Her 100 yetişkin bireyin 85’i, hayatlarının bir döneminde tecrübe ettikleri bir cilt problemi olduğunu söylemektedir.
Akne, deri altında bulunan yağ bezlerinden kaynaklanan bir hastalıktır. Normal şartlarda, yağ bezlerinden salgılanan yağ, deri yüzeyine çıkarak atılmalıdır.
Ancak, ergenlik döneminde yağ salgısı daha fazla olduğu için, deri yüzeyine geçişi sağlayan kanal, yoğunlaşmış yağ kitlesi nedeniyle tıkanabilir. Akne oluşumunun temel nedeni, bu tıkanma kaynaklıdır.
Bu tıkanma sonucunda, kirden kaynaklı olmayan doğal bir boya nedeniyle gözenekler siyahlaşır. Ciltte zaman zaman görülen siyah noktaların da sebebi budur. Ancak, tabii ki tek neden bu olmak zorunda değildir.
Ne kadar bakımlı olsanız da, deri üzerinde birçok bakteri bulunur. Bu bakteriler, yağ bezlerinin tıkalı kanallarından içeri girerek, varlıklarıyla ve ortaya çıkardıkları bazı kimyasal maddeler nedeniyle, tıkanmış yağ bezinde iltihaba, yani inflamasyona yol açabilir.
Sivilce Neden Çıkar?
Akne, kıl ve yağ bezlerinden kaynaklanan bir cilt hastalığıdır. Yağ bezleri, ismini ürettikleri yağlı madde olan sebumdan almaktadır. Normal şartlarda, sebum, kıl folikülü içinde kalır ve cilt yüzeyinden atılır.
Sivilce oluşması durumunda ise, sebum, folikülün içinde kalarak dışarı atılamaz. Bu yüzden, akne genellikle yağ bezlerinin yoğun olduğu boyun, sırt, kol üstü, omuzlar ve yüz bölgesinde yaygın olarak görülür.
Kırmızı, irinli ve şişkin lezyonlara nodül, papül veya püstül adı verilirken; siyah nokta şeklinde ortaya çıkan akne lezyonlarına komedon denir.
Komedon oluşumunun temel nedenleri arasında genetik faktörler, hormonal değişimler, bakteriler, sebum üretimi ve folikül içerisindeki değişimler yer almaktadır. Gelin, bu nedenlere daha yakından bakalım.
Genetik Faktörler
Sivilce, genetik özellikler içeren bir olgu olduğu için, herkesin belli bir dereceye kadar akne sorunu yaşaması normaldir. Ancak, bazı kişilerin bazı akne türlerine karşı genetik yatkınlıkları söz konusudur.
Annesinin veya babasının ergenlik döneminde veya hayatlarının herhangi bir döneminde akne problemi görülen kişilerin, sivilce sorunu yaşama ihtimali daha yüksektir.
Hormonal (Androjen) Faktörler
Akne oluşumu, genellikle vücudun androjen hormonunu fazla üretmeye başladığı dönemlerde görülür. 11-14 yaş arasındaki çocuklarda, menstrual döngüsü yaklaşan kadınlarda androjen üretimi oldukça yüksek olduğundan, yağ bezleri androjenlere karşı hassasiyet geliştirir.
Bakteriyel Faktörler
Bakterilerin üremesi için uygun bir ortam olan kapalı folikül, P. Acnes bakterisinin yaşaması ve üremesi için uygun bir ortamdır. Sebumla beslenen bu bakteri, akne problemi yaşayan veya yaşamayan herkesin cildinde bulunur. Yağ bezinin içinin sebumla dolması halinde, bu bakteri kolayca çoğalır. Ürettiği kimyasal maddelerin folikül içinde birikmesi, cilt yüzeyinde inflamasyona neden olur.
Sebum Üretimindeki Artış
Yağ bezlerinin androjen hormonu tarafından uyarılması, daha fazla sebum üretimine yardımcı olur. Yağlı sebumun folikül içinde birikmesi ve yukarı doğru hareket etmesi ise, sivilce oluşumunu tetikler.
Yukarı doğru hareket eden sebum, normal cilt bakterileri ve ölü cilt hücreleriyle birleşerek kıl folikülünü iyice tıkar. Böylece, ciltte komedon oluşma ihtimali de bir hayli artar.
Folikül İçerisindeki Değişimler
Androjen üretiminin artması ve yağ bezlerinin genişlemesine bağlı olarak, kıl folikülünün cildin altına doğru giden yapısında değişimler görülür. Normal şartlarda, ölü deri hücreleri kademeli olarak dökülerek cilt yüzeyinden oluşur.
Özellikle ergenlik döneminde, daha sık dökülen, birleşen ve cilde yapışan ölü hücreler, sebumla temas ederek folikülü tıkarlar. Bu durumda, folikül içerisinde bir tıkaç oluşumu görülür.
Akne Tedavisi Nasıl Yapılır?
Fiziksel olgunluğu sağlayan hormonların, yağ bezlerinin fazla sebum üretmesine neden olmasından kaynaklı ortaya çıkan sivilce, kılların büyüdüğü kıl foliküllerinde yer almaktadır. Akne sorunu olan kişilerde, sivilce problemi yaşamayan kişilere göre daha çok hücre dökülmesi ve hücre yapışması gözlemlenmektedir.
Ek olarak, ciltte yaşayan bir bakteri (P. Acnes), kapalı kıl foliküllerinde kolay ve hızlı bir şekilde çoğalmasıyla da akne oluşumu gözlemlenebilir. Bakteri, bazen ciltte inflamasyona neden olacak tahriş yaratarak, bazen de folikülün duvarını patlatarak cilde yayılan bir enfeksiyon şeklinde ortaya çıkabilir.
Akne tedavisinde uygulanan cerrahi müdahaleler bulunmaktadır. Komedon çıkarılması, steroid enjeksiyonu gibi işlemler, hastanın deri yapısına ve aknelerin genel yapısına göre tercih edilmektedir.
Akne tedavisi, dermatoloji uzmanları tarafından yapılmaktadır. Glikolik asit veya salisilik asit kullanılarak yapılan peeling işlemleri, fototerapi, fotodinamik terapi de akne tedavisi seçenekleri arasında yer almaktadır.
Öncelik, akne izi bırakmadan tedaviyi tamamlamak olmalıdır
Alanında uzman dermatoloji uzmanları tarafından yapılan akne tedavisinde amaçlanan konulardan biri, iyileşen nodül ve kistlerin ciltte iz bırakmasını önlemektir. Çünkü, bir kez ciltte izler oluştuktan sonra, cildi eski pürüzsüz haline döndürmek oldukça zordur.
Akne Tedavisi, Kişiye Özel Olmalıdır
Akne tedavisinde kullanılacak krem, losyon, jel ve pomad formatındaki topikal tedavi, yalnızca uygulandıkları alanda etkili olacaktır. Ancak, yeni sivilce gelişimini de engelleyebilecekleri için, etkilenmesi muhtemel tüm alanlara uygulanmalıdır. Topikal tedavinin hangi bölgelere uygulanacağı, kişilerin cilt yapısına göre değişiklik göstermektedir.
Orta ve şiddetli akne sorunu yaşayan kişilerin tedavisinde, tek başına topikal yeterli olamayacağı için; çoğunlukla antibiyotik, hormon tedavisi, izotretinoin gibi tedavi seçenekleriyle desteklenmelidir. Bu durumda, hastanın fizyolojik durumu, hormon testleri, kan testleri gibi tetkiklerle tam olarak anlaşılmalıdır.
Akne tedavisinde, hastanın detaylı incelemesinden sonra belirlenecek;
• Topikal (krem) tedavisi
• İlaç tedavisi
• Cilt mezoterapisi (Mezolifting)
• Peeling uygulamaları
• Medikal cilt bakımı tedavisi
• Hormon tedavisi
• Lazerle sivilce tedavisi
• Akne izi tedavisi
gibi farklı yöntemler tercih edilebilir.
Topikal (Krem) Tedavisi
Topikal tedavi, krem formundaki ilaçların deriye doğrudan uygulanmasıyla yapılır. Çoğu zaman, ergenlik dolayısıyla ortaya çıkan sivilceler, topikal tedaviye olumlu yanıt vermektedir.
İlaç Tedavisi
Topikal tedaviyle sorunun çözülemediği durumlarda, oral yoldan ilaç tedavisine başlanabilir. Orta ve şiddetli seviyede akne problemi yaşayan hastalara ağızdan ilaç tedavisi uygulanabilir. Bu ilaçlar, genellikle topikal tedaviyle eş zamanlı olarak kullanılmalıdır.
Ek olarak, şiddetli akne vakalarında, izotretinoin tedavisi de tercih edilebilir. Genellikle, iz kalma riskinin yüksek olduğu hastalarda izotretinoin tedavisi ilk tercihtir. Tedavi en az altı ay boyunca sürdürülmeli, yeni sivilce çıkışı tamamen engellendikten 2 ay sonrasına kadar da tedaviye devam edilmesi gerekmektedir.
Cilt Mezoterapisi (Mezolifting)
Deri dışından uygulanan kremler, cildin üst tabakasını nemlendirerek besler. Fakat, cildin asıl neme ihtiyaç duyduğu dokular alt deride yer almaktadır.
Mezolifting, enjeksiyon yoluyla, derinin oluşturduğu bariyer fonksiyonunu aşarak alt tabakaya ulaşılması işlemidir. Akne tedavisinde oldukça etkili, olumlu sonuçlar doğuran ve başarılı bir uygulamadır.
Peeling Uygulamaları
Akne tedavisinde kullanılan peeling uygulamaları, genellikle salisilik asitler kullanılarak yapılmaktadır. Bu madde, cildin en üst tabakasını etkileyerek akne ve siyah nokta oluşumunu engellemektedir.
Peeling uygulaması, 2-3 hafta aralıklarla, toplamda 6 veya 10 seans olarak uygulanmalıdır. Mezolifting tedavisi sonrası tamamlayıcı tedavi olarak da kullanılmaktadır.
Medikal Cilt Bakım Tedavisi
Cilt bakımı yapılırken, cildi akne ve dış etkenlerden korumak adına vitamin ve antioksidan içeren profesyonel ürünler kullanılmaktadır. Cildin nem oranını da dengeleyecek medikal cilt bakım tedavisi, cilt mezoterapisi sonrası tamamlayıcı tedavi olarak uygulanmaktadır.
Hormon Tedavisi
Akne tedavisi uygulanan hastalarda, genellikle hormon tedavisi gerekli görülmemektedir. Ancak, hastanın kan değerlerinde ve hormon testi sonucunda normal olmayan değerlerin görülmesi halinde, hormon tedavisi ve sivilce tedavisi eş zamanlı olarak yürütülmektedir.
• Adet düzenliği olan hastalara,
• Adet öncesi dönemde sivilce şikayeti artan kişilere,
• Boyun ve çene bölgelerinde yoğun akne problemi yaşayanlara,
• Polikistik over hastalarına,
• Diğer tedavi seçeneklerine direnç gösterenlere,
• Akne izi kalma riski yüksek olanlara,
• Şikayetleri 30’lu yaşlarında başlayanlara,
• Doğum kontrolü planlayan kişilere, ek olarak bir hormon tedavi planı oluşturulmaktadır.
Hormon ilaçları, hormon üretiminde doğrudan etkili oldukları için ergenlik çağındaki çocuklara reçetelenmez.